• Bahçelievler Mah. Mehmetçik Sok. Kadir Has Sitesi No:1/1 D:304 Bahçelievler/İstanbul
  • 0212 553 28 76
    • avertugrulakarr
 Akşa Hukuk Bürosu
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
    • Ekibimiz
  • Çalışma Alanları
  • Yayınlarımız
  • İletişim

Miras Hukuku

Miras Hukuku, bir kişinin vefatı veya gaipliği durumunda, malvarlığının kimlere ve hangi koşullarda intikal edeceğini düzenleyen hukuk dalıdır. Miras hakkı, Anayasal bir hak olup, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 35. maddesinde güvence altına alınmıştır. Bu hak çerçevesinde yapılan düzenlemeler ise Türk Medeni Kanunu’nun 495 ile 682. maddeleri arasında yer almaktadır.

Miras Hukuku kapsamında düzenlenen konular arasında şunlar yer almaktadır:

✔ Yasal mirasçılar ve atanmış mirasçılar
✔ Mirasın kazanılması ve paylaşımı
✔ Miras sözleşmesi ve vasiyetname
✔ Ölüme bağlı tasarruflar ve tereke
✔ Muris muvazaası ve tasarrufun iptali
✔ Mirasın reddi ve reddin iptali
✔ Saklı pay ve saklı payın ihlali durumunda tenkis davası
✔ Miras sebebiyle istihkak davaları
✔ Mirasçılıktan çıkarma ve iptali
✔ Miras ortaklığının yönetimi ve paylaşımı
✔ Mirasçı atama, yedek mirasçı belirleme ve artmirasçı tayini
✔ Alacaklılara karşı mirasçıların sorumluluğu

Mirasın adil ve hukuka uygun şekilde dağıtılmasını sağlamak için, miras bırakanın vasiyet ve miras sözleşmeleri gibi hukuki araçları kullanması mümkündür.

Atanmış Mirasçı ve Yasal Mirasçı Kimdir?

Miras Hukuku’nda iki temel mirasçı türü bulunmaktadır:

1️⃣ Yasal Mirasçılar:
Kan bağına dayalı olarak miras hakkı kazanan kişilerdir. Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen mirasçılar, miras bırakanın eşi, çocukları, torunları ve diğer kan hısımlarından oluşur.

2️⃣ Atanmış Mirasçılar:
Miras bırakanın, bir vasiyetname veya miras sözleşmesi düzenleyerek kendisine mirasçı olarak belirlediği kişilerdir. Atanmış mirasçılar, kan bağı olmaksızın miras hakkı kazanabilirler ve miras paylaşımında yasal mirasçılarla birlikte hak sahibi olabilirler.

Mirasın hukuka uygun ve adil bir şekilde paylaşılabilmesi için, miras hukuku kapsamında doğru yasal adımların atılması büyük önem taşımaktadır.

Miras bırakanın yasal mirasçıları, üç ana gruba ayrılmaktadır.

1️⃣ Kan Hısımları: Miras bırakanın birinci, ikinci ve üçüncü derece akrabaları yasal mirasçı sıfatına sahiptir. Birinci derece mirasçılar çocuklar ve torunlar, ikinci derece mirasçılar anne, baba ve kardeşler, üçüncü derece mirasçılar ise büyükbaba, büyükanne ve onların alt soyudur.

2️⃣ Sağ Kalan Eş: Miras bırakanın eşi, kan hısımlarıyla birlikte miras hakkına sahiptir ve payı, hangi zümre ile mirasçı olduğuna bağlı olarak değişiklik gösterir.

3️⃣ Evlatlık ve Altsoyu: Miras bırakan tarafından evlat edinilen kişiler, biyolojik çocuklarla aynı miras haklarına sahiptir ve mirastan pay alabilirler.

Miras paylaşımı, bu yasal mirasçılar arasında Türk Medeni Kanunu’na uygun şekilde gerçekleştirilmektedir.

Miras Hukukuna göre evlatlık ve altsoyu, evlat edinene kan hısımı gibi mirasçı olurlar. Türk Medeni Kanunu

Son olarak kanun, Miras bırakanın mirasçı bırakmaksızın ölmesi durumda devleti yasal mirasçı olarak belirlemiştir. (TMK 495-501)

Mirasçı Olabilmek İçin Kanunun Aradığı Şartlar Nelerdir?

Miras Hukukuna göre mirasçı olabilmek için bazı şartlar gerekmektedir. Bunlardan en önemlileri sağ ve tam doğmak, hayatta olmak, medeni haklardan yararlanmak ve mirastan yoksun kalmamaktır.

Miras Malları Nelerden Oluşmaktadır?

Miras Hukukunda miras mallarına tereke denilmektedir. ‘Tereke’, ölen kişinin malvarlığının, yani öldükten sonra geriye bıraktığı taşınır veya taşınmaz malları ile hak ve alacaklarının, borçlarının, yükümlülüklerinin bütünüdür. Bu bakımından tereke aktif ve pasif olarak ikiye ayrılmaktadır. Taşınır mallar, taşınmaz mallar, ayni haklar, ayni hak dışı şahsi hak niteliğindeki haklar, doğmuş haklar ve ileride doğacak haklar terekenin aktifini oluştururken, miras bırakanın borçları, miras bırakanın rehinleri, ipotekleri, miras bırakanın yükümlülükleri ve taahhütleri terekenin pasifini oluşturmaktadır. Tarafınıza bırakılan mirası kabul veya ret etmeden önce öncelikle terekenin neleri içerdiğinin araştırılması, mirasın aile ekonominize olası zararının tespiti bakımından yol gösterici olacaktır.

Miras Davalarında Yetkili Mahkeme Hangi Mahkemedir?

Miras paylaşımı için miras malları nerde olursa olsun, miras bırakanın yerleşim yerinde açılması gerekmektedir. Miras bırakanın yerleşim yeri ise MK 19 vd hükümlerine göre belirlenmektedir.

Miras Hukuku İçin Görevli Mahkeme Hangi Mahkemedir?

Miras Hukukundan kaynaklanan davalar çeşitlilik arz etmekte olup davanın konusuna göre görevli mahkeme de değişmektedir. Kural olarak kanunda özel hüküm bulunmadığı ve sulh hukuk mahkemelerinin görevini açıklayan hukuk muhakemeleri kanununun ilgili maddesinde gösterilen davaların dışındaki her dava asliye hukuk mahkemesinde görülmektedir.

Muris muvazaası nedeniyle tapu iptal ve tescil davası, mirasın reddinin iptali davası, ölüme bağlı tasarrufların iptali davası, saklı paya tecavüz eden tasarrufun tenkisi davası, miras sebebiyle istihkak davası, miras sözleşmesinin iptali davası, vasiyetnamenin iptali davası, miras payı oranda ecri misil davası, terekenin borca batık olması nedeniyle mirasın reddi davası, Tenkis davası asliye hukuk mahkemelerinde açılması gerekirken, mirasta ortaklığın giderilmesi davası,  terekenin tespiti davası, miras ortaklığına temsilci atanması davası, mirasın reddi davası sulh hukuk mahkemelerinde açılması gerekmektedir.  Miras Hukukunda Miras Ortaklığının Müşterek Mülkiyete Dönüştürülmesi, Mirasçılıktan Çıkarmanın İptali, Mirası Reddeden Mirasçıların Sorumluluğu, Denkleştirme konularında ise görevli mahkemenin saptanması için öncelikle bazı unsurların tespiti yapılmaktadır.  Mirasçılıktan kaynaklanan bazı davalarda ise doğrudan o davanın alanını tespiti gerekmektedir. Örneğin; Mirasçıların açacağı hizmet tespit davası iş mahkemelerinde görülürken, Mal ortaklığında eşin mirasın reddine izin talebine ilişkin davası ise aile mahkemesinde görülmektedir.

Miras Davası Nasıl Açılır?

Miras davası açabilmek için öncelikle mirasçılar ile yetkili ve görevli mahkeme tespit edilmelidir. Yetkili mahkemeyi tespit için miras bırakanın yerleşim yeri belirlenmeli, kanunda yerini bulan görevli mahkemeyi tespit için ise miras davasının konusunu saptamak lazımdır. Miras davalarında gerekli diğer bir husus da mirasçılık sıfatını belgeleyen mirasçılık belgesinin alınması gereğidir.  Tüm bu hususları tamamlayan mirasçı miras davasının konusunu ve taleplerini net, anlaşılır bir şekilde içeren dava dilekçesi hazırlamalı, varsa diğer mirasçıları da taraf olarak göstermeli ve hazırladığı dilekçeyi ekleri ile beraber ilgili mahkemenin tevzi bürosuna harçlandırıp sunması gerekmektedir. Miras davalarında en önemli husus, Miras bırakan kişinin ölümünden önce yapmış olduğu tasarruflardır. Miras bırakan ölümünden önce karşılıksız olarak bir malı/hakkını devretmiş, vasiyetname düzenlemiş olabilir. Tüm bu durumlar  terekenin mevcudunu eksiltmiş olacağından dolayı Miras davası açılmadan önce miras bırakanın böyle bir tasarrufu ve vasiyetnamesi olup olmadığının araştırılması mirasçılık haklarınızı korumanızı sağlayacaktır. Araştırma sonucu miras bırakanın mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla tasarrufta bulunduğu saptandığında miras davası dilekçesi ekine miras bırakanın mal kaçırmak amacıyla tasarrufta bulunduğunu kanıtlayacak belgelerin eklenmesi gerekmektedir. Vasiyetnamenin tespiti halinde ise Türk Medeni Kanunda öngörülen şartlar dahilinde vasiyetnamenin iptali davası açmak mümkündür. Miras Hukukundan kaynaklanan davalar kapsamlı olup hepsi birbirinden farklı delil ve usullerle yürütülmektedir. HMK ve MK gereğince davaların açılması,  davalarda delillerin ve iddiaların sunumu bazı sürelere ve şekil şartlarına bağlanmıştır. Bu hususlarda gerekli araştırmalar yapılmalı, miras payı ve belgeleri tespit edilmeli, dava doğru ve güvenilir bir şekilde açılıp hızlı ve doğru bir şekilde yürütülmelidir. Bu hususlara dikkat etmeniz miras haklarınıza kısa sürede ulaşmanızı sağlayacaktır.

Mirasın Paylaşımı İçin Miras Davası Açmak Şart Mıdır?

Mirasçılar miras haklarına kavuşmak için miras davası açmak zorunda değildir. Medeni Kanununa göre, mirasın paylaştırılması tüm mirasçıların taraf olduğu miras taksim sözleşmesi ile de mümkündür. Miras taksim sözleşmesinde ise bütün mirasçıların bir araya gelmesi ve yapacakları anlaşma dahilinde terekeyi pay etmeleri şartı aranmaktadır. Tereke kapsamlı veya mirasçılar çok olduğunda veyahut terekeye atanmış mirasçı dahil edildiğinde miras malları üzerinde anlaşmak ve paylaştırmak daha zor bir süreç olacaktır. Bu nedenle mirasçıların miras haklarına halel gelmemesi için öncelikle uzman bir avukata başvurması yararlı olacaktır.

Miras Paylaşımından Kimler Yararlanır?

Miras Hukukuna göre miras payından hem yasal mirasçılar hem de atanmış mirasçılar payları oranında yararlanmaktadır. Yasal mirasçı, miras bırakanın terekesine kan bağından dolayı varis olan ve terekeden pay almaya hak kazanan kişilerdir. Miras bırakanın kan bağı ile kendisine mirasçı olan mirasçıları kanun çerçevesinde tespit edilmektedir. Türk Medeni Kanunu bu hususta zümre usulünü düzenlemiştir.

Zümre usulüne göre mirasçılar dört zümreye ayrılmaktadır. Yasal mirasçılar ilk üç zümreyi oluşturmakta ve dördüncü zümrede ise devlet hazinesi yer almaktadır. İlk zümre murisin alt soyudur. Altsoy murisin çocukları ve torunlarından oluşmaktadır. İkinci zümre murisin annesi, babası ve kardeşlerinden oluşmaktadır. Üçüncü zümre murisin büyük annesi, büyük babası ve bunların altsoyları, dayısı, teyzesi, halası, amcası ve bunların altsoylarından oluşmaktadır. Sağ kalan eş herhangi bir zümreye dâhil olmayıp miras payı beraber mirasçı olduğu zümreye göre değişkenlik göstermektedir.

Miras Hukukunda kural olarak öncelikle miras bırakanın vasiyetname ile kendine mirasçı atayıp atamadığı tespit edilir ve eğer miras bırakan bu yolla kendisine mirasçı atamadıysa tereke yasal mirasçılara miras payları oranında pay edilebilir. Eğer miras bırakan kendisine vasiyetname ile mirasçı atadıysa tereke vasiyetnamenin kabulü ve kesinleşmesi ile vasiyetname doğrultusunda pay edilir.

Miras Hukukunda kural olarak yasal mirasçı öncelikle miras bırakanın altsoyu (ilk zümre) ve varsa sağ kalan eştir. İlk zümrenin olmaması halinde miras bırakanın yasal mirasçısı ikinci zümre ve varsa sağ kalan eş olacaktır. İkinci zümre de yoksa yasal mirasçıyı tespit için miras bırakanın üçüncü zümresine bakılır. Eğer varsa sağ kalan eş bu durumda üçüncü zümre ile beraber mirasçı olacaktır. Üçüncü zümrenin olmaması durumunda mirasın tamamı sağ kalan eşe kalacaktır. Miras bırakanın üçüncü zümresi ve sağ kalan eşi de yoksa artık miras dördüncü zümreye yani devlet hazinesine kalacaktır.

Miras Payı Nasıl Hesaplanır?

Miras Hukuku’na göre mirasın paylaşımı, miras bırakanın sağ kalan eşinin olup olmamasına ve mirasçılık zümre sistemine göre belirlenmektedir.

Mirasbırakanın Sağ Kalan Eşi Yoksa

Eğer miras bırakanın sağ kalan eşi bulunmuyorsa, miras şu şekilde paylaştırılır:

1️⃣ Birinci Zümre (Altsoy): Miras, miras bırakanın çocukları ve torunları arasında eşit olarak bölüştürülür.
2️⃣ İkinci Zümre (Anne ve Baba): Eğer birinci zümrede mirasçı bulunmuyorsa, miras anne ve baba arasında eşit olarak paylaşılır. Anne ve baba miras bırakandan önce vefat etmişse, onların yerine çocukları (miras bırakanın kardeşleri) mirasçı olur.
3️⃣ Üçüncü Zümre (Büyük Anne ve Büyük Baba): Eğer miras bırakanın ne altsoyu ne de anne-baba zümresinden mirasçısı varsa, miras büyük anne ve büyük baba arasında eşit şekilde paylaştırılır. Eğer onlar da hayatta değilse, onların çocukları (miras bırakanın amca, hala, dayı ve teyzesi) mirasçı olur.
4️⃣ Dördüncü Zümre (Devlet Hazinesi): Eğer yukarıda sayılan zümrelerden hiç mirasçı bulunmuyorsa, miras devlet hazinesine kalır.

Mirasbırakanın Sağ Kalan Eşi Varsa

Miras bırakanın sağ kalan eşi, hangi zümre ile birlikte mirasçı olduğuna bağlı olarak farklı oranlarda miras hakkına sahip olur.

📌 Sağ kalan eş ve birinci zümre (Altsoy) birlikte mirasçıysa:
🔹 Sağ kalan eş mirasın dörtte birini (%25) alır.
🔹 Geriye kalan miras, miras bırakanın çocukları veya torunları arasında eşit olarak paylaştırılır.
🔹 Eğer miras bırakanın çocukları vefat etmişse, onların yerine alt soyları (torunları) mirasçı olur.

📌 Sağ kalan eş ve ikinci zümre (Anne-Baba) birlikte mirasçıysa:
🔹 Sağ kalan eş mirasın yarısını (%50) alır.
🔹 Geriye kalan miras, miras bırakanın anne ve babası arasında eşit şekilde paylaştırılır.
🔹 Eğer anne veya baba hayatta değilse, onların yerine miras bırakanın kardeşleri geçer.

📌 Sağ kalan eş ve üçüncü zümre (Büyük Anne – Büyük Baba) birlikte mirasçıysa:
🔹 Sağ kalan eş mirasın dörtte üçünü (%75) alır.
🔹 Geriye kalan dörtte birlik (%25) miras, miras bırakanın büyük anne ve büyük babası veya onların altsoyu arasında eşit olarak bölüştürülür.

📌 Sağ kalan eş dışında başka mirasçı yoksa:
🔹 Mirasın tamamı (%100) sağ kalan eşe kalır.

Özetle Miras Paylaşımı

📌 Mirasın paylaşımı, mirasçılık sıralamasına ve sağ kalan eşin varlığına göre değişiklik göstermektedir.
📌 Birinci zümre her zaman önceliklidir. Eğer birinci zümrede kimse yoksa, miras ikinci zümreye; ikinci zümrede de kimse yoksa üçüncü zümreye geçer.
📌 Sağ kalan eş, mirasçı olduğu zümreye göre belirlenen oranda pay alır.

📌 Eğer miras bırakan herhangi bir mirasçı bırakmamışsa, miras doğrudan devlete kalır.

Miras paylaşımı konusunda yaşanabilecek hukuki sorunları önlemek adına uzman bir miras avukatından destek almak, sürecin daha hızlı ve doğru şekilde ilerlemesini sağlayacaktır.

Ana veya baba tarafından olan büyük ana ve büyük babaların ikisi de altsoyları bulunmaksızın mirasbırakandan önce ölmüşlerse, bütün miras diğer taraftaki mirasçılara kalır. Sağ kalan eş varsa, büyük ana ve büyük babalardan birinin mirasbırakandan önce ölmüş olması halinde, payı kendi çocuğuna; çocuğu yoksa o taraftaki büyük ana ve büyük babaya; bir taraftaki büyük ana ve büyük babanın her ikisinin de ölmüş olmaları halinde onların payları diğer tarafa geçer. Türk Medeni Kanunu

Miras Hukukunda Saklı Paylı Mirasçılar ve Saklı Pay Oranları

Miras Hukuku, miras bırakanın mal varlığı üzerinde serbestçe tasarrufta bulunmasını sağlarken, bazı mirasçıların miras haklarını koruma altına almıştır. Saklı paylı mirasçılar, miras bırakanın vasiyetname veya miras sözleşmesiyle tamamen mirastan mahrum bırakamayacağı mirasçılardır.

📌 2007 yılına kadar miras bırakanın kardeşleri de saklı paylı mirasçılar arasında yer alırken, bu düzenleme değiştirilmiş ve yalnızca şu kişiler saklı paylı mirasçı olarak belirlenmiştir:

✔ Çocuklar (altsoy)
✔ Anne ve baba
✔ Eş
✔ Evlatlıklar

Miras bırakan, saklı paylı mirasçıların haklarını ihlal etmemek şartıyla, geri kalan miras üzerinde dilediği gibi tasarrufta bulunabilir.

Saklı Pay Oranları Nasıl Hesaplanır?

📌 Miras Hukuku’na göre miras bırakan, saklı paylı mirasçıların miras hakkını ihlal etmeyecek şekilde tasarruf özgürlüğüne sahiptir.

📌 Eğer miras bırakan, vasiyetname veya başka bir tasarrufla saklı paylı mirasçılarının hakkını ihlal ederse, bu durum miras hukukunda uyuşmazlık konusu olur ve dava yoluyla çözüme kavuşturulur.

Saklı pay oranları şu şekildedir:

🔹 Çocukların (altsoy) saklı payı: Mirasın yarısı (%50)
🔹 Anne ve babanın saklı payı: Yasal miras paylarının dörtte biri (%25)
🔹 Sağ kalan eşin saklı payı:

  • Altsoy (çocuklar) veya anne-baba ile mirasçı olursa → Yasal miras payının tamamı (%100)
  • Diğer durumlarda → Yasal miras payının dörtte üçü (%75)

Bu oranlar doğrultusunda, miras bırakan sadece saklı pay dışında kalan kısmı için ölüme bağlı tasarrufta bulunabilir.

Miras Bırakanın Ölüme Bağlı Tasarrufları Nelerdir?

Miras bırakan, malvarlığını vasiyetname veya miras sözleşmesi yoluyla belirli kişilere bırakabilir. Ancak kanun, saklı paylı mirasçıların miras haklarının ihlal edilmesine izin vermez.

📌 Eğer miras bırakanın saklı paylı mirasçısı varsa:
🔹 Mirasın sadece saklı paya dokunulmayan kısmı üzerinde tasarruf edebilir.
🔹 Saklı payı ihlal eden işlemler tenkis davası yoluyla iptal edilebilir.

📌 Eğer miras bırakanın saklı paylı mirasçısı yoksa:
🔹 Mirasın tamamı üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilir.
🔹 Yasal mirasçılar yalnızca miras bırakanın tasarruf etmediği kısmı alabilir.

📌 Türk Medeni Kanunu’nun 505. maddesi uyarınca, miras bırakanın mirası üzerinde özgürce tasarrufta bulunabilmesi, saklı paylı mirasçıların haklarına zarar vermemesi koşuluna bağlıdır.

Miras hukukunda saklı pay ile ilgili hak kaybı yaşamamak ve yasal süreci doğru yönetebilmek için uzman bir miras avukatından destek almak büyük önem taşır.

  • Mirasbırakan ölüme bağlı bir tasarrufla saklı paylı mirasçısını mirasçılıktan çıkarabilir,
  • Mirasbırakan, mirasının tamamı veya belli bir oranı için bir veya birden çok kişiyi mirasçı atayabilir,
  • Mirasbırakan, bir kimseye onu mirasçı atamaksızın belirli bir mal bırakma yoluyla kazandırmada bulunabilir.
  • Mirasbırakan, atadığı mirasçının kendisinden önce ölmesi veya mirası reddetmesi hâlinde onun yerine geçmek üzere bir veya birden çok kişiyi yedek mirasçı olarak atayabilir. Türk Medeni Kanunu

  • Mirasbırakan, ölüme bağlı tasarrufuyla önmirasçı atadığı kişiyi mirası artmirasçıya devretmekle yükümlü kılabilir.
  • Mirasbırakan, terekesinin tasarruf edilebilir kısmının tamamını veya bir bölümünü özgülemek suretiyle vakıf kurabilir. Türk Medeni Kanunu

  • Mirasbırakan, miras sözleşmesiyle mirasını veya belirli malını sözleşme yaptığı kimseye ya da üçüncü bir kişiye bırakma yükümlülüğü altına girebilir.
  • Mirasbırakan, bir mirasçısı ile karşılıksız veya bir karşılık sağlanarak mirastan feragat sözleşmesi yapabilir.

Vasiyetname ve Miras Sözleşmesi Nasıl Düzenlenir?

Miras bırakan, malvarlığını ölümünden sonra nasıl paylaşılacağını belirlemek için vasiyetname veya miras sözleşmesi düzenleyebilir. Ancak, bu belgelerin hukuka uygun şekilde hazırlanması ve geçerlilik şartlarını taşıması zorunludur.

Vasiyetname Nasıl Hazırlanır?

📌 Vasiyet yapabilmek için gereken şartlar:
✔ Ayırt etme gücüne sahip olmak
✔ On beş yaşını doldurmuş olmak
✔ Kendi özgür iradesiyle hareket etmek (Yanılma, aldatılma, korkutulma veya baskı altında olmamak)

📌 Vasiyet iradesi baskı altında olursa, vasiyetname hukuken geçersiz sayılır. (TMK 502-504)

📌 Vasiyetname düzenleme yöntemleri:

🔹 El Yazılı Vasiyetname:

  • Miras bırakanın kendi el yazısıyla hazırlanmalıdır.
  • Yıl, ay ve gün belirtilerek tarih atılmalıdır.
  • Güvenli bir şekilde saklanması önerilir.

🔹 Resmi Vasiyetname:

  • Noter veya sulh hakimi huzurunda iki tanığın katılımıyla düzenlenir.
  • Sağlık raporu alınarak miras bırakanın hukuki ehliyeti tespit edilir.
  • Tanıkların beyanları alınarak resmî kayıtlara geçirilir.

🔹 Sözlü Vasiyetname:

  • Sadece olağanüstü durumlarda (savaş, doğal afet, ağır hastalık vb.) mümkündür.
  • Miras bırakan, iki tanığa son arzularını bildirir.
  • Tanıklar, bu beyanları en kısa sürede mahkemeye sunarak kayıt altına almalıdır.

📌 Önemli: Geçersiz bir vasiyetnamenin iptali davası açılabilir. Bu nedenle, uzman bir miras avukatıyla hazırlanması önerilir.

Ölüme Bağlı Tasarrufun İptali İçin Başvuru Süresi

Eğer bir vasiyetname miras bırakanın yanılma, aldatılma, korkutulma veya baskı altında olmasıyla düzenlenmişse, hukuken geçersiz sayılır.

📌 İptal süresi:

  • Miras bırakan, yanıldığını veya aldatıldığını öğrendiği andan itibaren 1 yıl içinde iptal davası açabilir.
  • Eğer vasiyetname, korkutma veya baskı ile yapılmışsa, bu etkiden kurtulduğu tarihten itibaren 1 yıl içinde iptal edilmelidir.

📌 Usulüne uygun düzenlenmeyen vasiyetnameler de iptal edilebilir. Yasal hakların korunması için avukat desteği önerilir.

Miras Sözleşmesi Nasıl Yapılır?

📌 Geçerli bir miras sözleşmesi için gereken şartlar:
✔ Ayırt etme gücüne sahip olmak
✔ Reşit (18 yaşını doldurmuş) ve kısıtlı olmamak
✔ Özgür iradeyle hareket etmek (Yanılma, aldatılma veya baskı altında olmamak)

📌 Miras sözleşmesi, resmi vasiyetname şeklinde düzenlenmelidir.

🔹 Düzenleme süreci:

  • Resmî memur huzurunda taraflar arzularını açıklar.
  • İki tanığın huzurunda imzalar atılır. (TMK 545)

📌 Bazı durumlarda miras sözleşmesi geçersiz sayılabilir veya iptal edilebilir.
Bu nedenle, miras hakkı kaybını önlemek için profesyonel hukuki destek alınmalıdır.

Miras Davalarında Arabuluculuk Zorunlu Mu?

📌 5 Nisan 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7445 sayılı kanun ile mirasla ilgili bazı uyuşmazlıklarda arabuluculuk zorunlu hale gelmiştir.

📌 Arabuluculuk kapsamına giren davalar:
🔹 Taşınır ve taşınmaz malların paylaşımı
🔹 Ortaklığın giderilmesi

📌 Dava açmadan önce mutlaka arabulucuya başvurulmalıdır.
Arabuluculuk sürecinde anlaşma sağlanamazsa mahkemeye başvurulabilir.

📌 Özetle:

✅ Vasiyetname ve miras sözleşmeleri, belirli hukuki kurallar çerçevesinde hazırlanmalıdır.
✅ Geçerli bir vasiyetname için özgür irade, akıl sağlığı ve hukuki prosedürlerin eksiksiz yerine getirilmesi zorunludur.
✅ Ölüme bağlı tasarrufların iptali için belirlenen sürelere dikkat edilmelidir.
✅ Miras davaları öncesinde arabuluculuk süreci zorunlu hale gelmiştir.

Miras ile ilgili her türlü işlemin hukuka uygun olması için bir miras avukatından destek almak önemlidir.

Çalışma Alanları

  • Kişiler Hukuku 10 Mar 2025
  • Vergi Hukuku 19 Mar 2025
  • Sağlık Hukuku 19 Mar 2025
  • İcra İflas Hukuku 07 Mar 2025
  • Tazminat Hukuku 02 Mar 2025
  • Vakıflar ve Dernekler Hukuku 19 Mar 2025
  • Fikri Sinai Mülkiyet Hukuku 19 Mar 2025
  • Aile Hukuku 03 Mar 2025
  • Uluslararası Hukuk 19 Mar 2025
  • Gayrimenkul Hukuku 07 Mar 2025
  • Yabancılar Hukuku 19 Mar 2025
  • Bilişim Hukuku 19 Mar 2025
  • Miras Hukuku 18 Mar 2025
  • Tüketici Hukuku 19 Mar 2025
  • Ticaret ve Şirketler Hukuku 19 Mar 2025

© 2025 | Akşa Hukuk Avukatlık Bürosu | Tüm Hakları Saklıdır.

Bu web sitesinde yer alan yazılar ve görseller, tamamen bilgilendirme amacıyla paylaşılmaktadır. Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Meslek Kuralları gereğince, burada sunulan bilgiler, reklam veya iş geliştirme amaçlı değildir ve hiçbir teklif, öneri veya danışmanlık niteliği taşımamaktadır.

  • ←
  • WhatsApp